27 Mayıs 2015 Çarşamba

Denizli Yolcusu Kalmasın....

Merhaba,
Günler önce size Bu yıl Denizli Cam Bienalinin üçüncüsünün 29-31 mayıs arasında yapılacağından bahsetmiştim.
Biliyorsunuz ben de katılacağım; hem ziyaretçi olarak hem de orada masa açarak.
Bu masa açma kısmı beni çok heyecanlandırıyor, yüz akıyla gider dönerim inşallah.
Nisan sonundan bu yana hepsini burada paylaşamadıysam da epey ciddi çalıştım. Önce ürünler çıkarıldı, biraz değişik olmasına özen gösterdim. Durumuna göre bir,iki bazen de üç kere fırınlamam gerekti. Artık çok iyi bildiğiniz gibi hepsinin sonucu da mükemmel olmayabiliyor. Ürünler tek tek havalı naylonlara sarılıp, kolİlendi, bibrini kırmasın güvenli gitsin derken hacimleri artıyor.  An itibariyle altı büyük ve iki küçük koli arabaya yüklendi.
Valizim hazır, yarın arabamla yola çıkıyorum.
Neyseki kendime çok cici bir yol ve bienal arkadaşı buldum.
Bakarsınız dönüşte O da bir ucundan cam veya boncuk işine bulaşır.
Bienal hevesiyle geçen hafta facebook hesabıma da Bsyüzdeyüzelyapımı olarak bir sayfa ekledim ve yeni yaptıklarımın bir kısmını orada paylaştım. Hem o sayfayı, hem instagramı hem de burayı canlı tutmaya çalışacağım.

21 Mayıs 2015 Perşembe

Şişelerle Oynamanın Sonuçları.....

merhaba,
Şişelerle çıktığım yolculuklara biraz heyecan katmak istedim bu defa.... Dedim ki şişeleri ortadan iki veya üç parçaya kessem, sonra o bilezik gibi elde ettiğim şişe parçalarını fırında çökertsem, sonra onları birbiri ile kaynaştırsam ve de üçüncü fırınlamada da çökertsem hoş bir tabak elde edebilirim...
Bunu böyle dedim demesine de yapmak her zaman söylendiği kadar kolay olmuyor.
İlk iş daha öncelerden sizlerinde artık bildiğiniz gibi şişelerin etiketlerinden itinayla temizlenmesi gerekiyor, hafta sonu Çamlıdere Yaylaköy'deki evimize giderken koca bir koli şişeyi ve eşimin yapmış olduğu şişe kesme aparatımı ( ki kocaman ve de oldukça ağır bir şey öyle aparat dediğime bakmayın) yanıma aldım. Bütün bir cumartesi öğleden sonrayı şişe kesmeye ayırdım. Şoklarken çatlayan mı ararsınız, kırılan mı ararsınız ne isterseniz vardı. Bu arada ellerim iş kazasına da uğradı tabii.
Eşimin de yardımıyla ihtiyacım olan kadar şişe parçasını kestim sonunda.





Belki kırılanlar da bir işime yarayabilir diye üşenmedim hepsini geri Ankara'ya taşıdım.
O gece eve girmeden köpeğimiz Badem'i gezdireyim diye yolda indim, hep böyle yapıyoruz bu arada Fevzi beyde rahatça arabayı boşaltıyor. Bilenler bilir öyle Badem'le iş yapmak araba boşaltmak filan kolay değildir :) . Evet işte o yürüme sırasında belediyenin kazdığı ama tam kapatmadığı kanallardan birine ayağım takıldı ve çok kötü düştüm. Nasıl yapabildiysem sağ ayak bileğim,sol dizim ve baldırım sağ dirseğim ve iki avcumun da içi yaralandı. Eve topallayarak gelmem ve ağrılarım o gece hevesle fırını çalıştırmama mani olmadı ama sonuç hiç beklediğim gibi çıkmadı :( . Şişeleri kesebildiğim en ince şekliyle kestim ama çökerken kenarlar birbirinin üzerine geldiğinden bilezik formunda değil çoğunlukla yuvaklak amorf parçalarım oldu.
Yine de tabak olabilir mi diye denedim tabii.



Şarap şişe parçaları.........

Bira şişe parçaları

Daha önce çökertilmiş AOÇ yoğurt kabı ve rakı şişe parçaları; önce bir araya gelmeleri için bir şarj fırına girdiler, sonra da çökertilip tabak olmaya çalıştılar. 
Tam kafamdan geçen gibi olmadıysa da değişik bir şekil aldılar, ben de camla oynamanın keyfini aldım. Şarap şişelerindwn özwlliklw koyu renk olanların tonu çok güzwl adeta insanı içine çekiyor.
Bence daha bol bir zamanda mutlaka yeniden  denemeliyim.

Sol üst köşedeki soda şişelerinden olan tabağım başka bir çalışmanın konusu......






10 Mayıs 2015 Pazar

Suda Oynar Balıklar......

Merhaba,
Atık camdan hersey yapılır da akvaryum yapılmaz mı? Aslında diğer yaptığım şeylerden bir farkı yok ama önemli olan insanın aklına gelmesi...
Hele bir de ilk deneme de iyi sonuç alınca insan çok motive oluyor.
İnternette dolaşırken gözüme çarpmıştı, bu ara çalışırken hatırlayıp denedim.
Önce 1

Önce 2

Akvaryum olur da balık olmaz mı?


Bunlar da sonuçlar......sizce nasıllar?

4 Mayıs 2015 Pazartesi

Meleklerim ve Kuşlarım Uçmaya Hazırlanıyor......

Merhaba,
Daha önce size bahsetmeye fırsatım olmadı ama geçenlerde bir fırında melek yapmayı denedim.İnternette dolaşırken kültürleri gereği dışarda çok revaçta olduğunu fark ettim. Zaten insana keyif ve sıcaklık veren bir obje, ben de severim melekleri.....
İlk denemede iki melek  yapmaya çalışmıştım birinin başı gövdesinden hemen ayrıldı, projelendirirken hata yapmışım. Diğeri fena sayılmaz ilk deneme için, hemen kış bahçemin duvarına astım. Ev halkı orada görüp yorumlarını iletiyor bana......

İlk melek denemem........

Böylece bende de bir melek yapma merakı başladı. Bir kere denedim ya içime sinecek kadar düzgününü yapmadan bırakamadım.
Dün akşam disiplinsiz bir şekilde gece onbirde atölyeye girince sabaha karşı üç olmadan çalıştıramadım.
Hem uykusuz kaldım, hem de sonuna doğru insan yoruluyor, sabırsızlanıyor. Halbuki cam sabırsızlığa hiç gelmez, hem iş kazaları olabilir hem de çalışmanızın sonucunu etkileyecek hatalar yapma olasılığı artar. Sevgiyle sabırla defalarca kesmeyi, yapmayı göze alarak çalışmalısınız; bunu biliyorum kişiliğimde bu yönde giderek daha terbiye oluyor ama bazen ucunu kaçırdığım da oluyor.
İşte böyle bir gece geçirdim, bakalım sonuç ne olacak diye merak ederken önce trafo bakımı deyip elektriklerimizi kestiler, biraz önce de EnerjiSa elektrik sayaçlarını değiştirmeye karar verdiği için tekrar gelip kestiler......
Bu kadar kesintiye dilerim program hata vermez ve emeklerim boşa gitmez....
Bir de şişman kuşlarım var,onların resimlerini de paylaşacağım.....
En önemlisini unutuyordum, bittiğinde ayakta dik durmasını planladığım bir kız çocuğum var, en çok merak ettiğim de o.....
Arkası yarın hep birlikte bekleyeceğiz başka çaresi yok......
(Fotoğraf çekimlerim fırınımın durduğu yer itibariyle çok zor, çok kötü biliyorum ama belki merak edersiniz böyle görünce 😊)

23 Nisan 2015 Perşembe

Küçük Bir Asistanım Var Bugün....

Bugün 23 nisan, büyük Atamızın çocuklara armağan ettiği çok önemli bir bayram. Ne yazık ki ülkemizde son yaşananlar ve gelinen noktadan bakılınca endişelenmemek mümkün değil....
İşte bu özel ve önemli günde Sevgili Ada Berfu atölyeme geldi ve kendi tasarladığı camları birlikte fırınladık. Bakalım nasıl bir sonuç çıkacak?
 Üç ayrı çalışma yaptı kardeşi Alp, annesi ve babası için.
İşimiz bitip fırınımızı çalıştırdıktan sonra da Anıtkabir'e gidip Atamıza onun emanetlerini koruyacağız diye söz vermeye gittik...

Ada iş başında.....

Mumluk için camlar seçildi.

21 Nisan 2015 Salı

Biraz Renklenelim mi?......

Bahar geliyor diyeceğim ama dışardaki soğuğu, hala yanan kaloriferi düşünce de pek dilim varmıyor,
Neyse işte bu sebeple bugünkü çalışmalarıma biraz renk katmak istedim. Henüz fırından çıkmadılar ama önceki halleri böyleydi.
Elimdeki renkli cam parçacıklarını ve biraz da cam tozu kullandım.
Yeşil cam parçalarını özellikle kesmeyip kırdım, biraz daha amorf şekilli olsun diye, kırmızı nokta camları koymak son dakika aklıma geldi. İyi çıkarsa ikinci fırınlamada bunu bir kalemlik yapmayı planlıyorum.
Mavi cam parçacıklı tabağımda kullandığın mavi cam parçaları da elimdeki son kırıntılardı artık. Maalesef mavi atık cam bulmak epeyce zor. Camlarımda genellikle Grupcam'ın üretim fazlalarını kullanıyorum, onlar da çok ender mavi kullanıyorlar. Aralarına sarı cam tozu serptim. İkinci fırınlamada bu orta boy bir kase olacak.

Solda görünen mor parçalarla süslü tabak da bir kase olacak.
Aklıma deniz, özgürlük ve tatil düşünce bir de yelkenli bir tabağım olsun istedim. Son hallerini de aşağıya ekleyeceğim.
İki gün önce de çelıştığım bazı  renkli bir çalışmam olmuştu; orda da en güzeli hediye paketi olan,kırmızının bütün çekiciliği tamam ama atıklarım küçük parçalar olduğu için kırıklar görünüyor.
Mavili olan cam tozu ama burdaki sarılar cam tozu değil kırıntı cam.

Resim yazısı ekle



İkinci fırınlamamda yıvarlaklar kase,kare olan cam bir kalemlik ve hediye paketi de bir tabak oldu.
Sahipleri belli değil  ama iyi günlerde kullanılsın....


Artık İnstagramdayız.......

Merhaba,
Dün akşamdan bu yana ben de instagramdayım artık.Herkes soruyordu "instagram hesabınız var mı?" diye... Eh işte var artık, çalışmalarımın sonuçlarını oraya da koyacağım, blogumun bir kardeşi oldu.
Ama buradaki gibi işlerin hikayesini konuşmak daha keyifli bence.
Atık camlardan bir şeyler yapmak, sonra ondan artan kırık parçayı ayrı değerlendirmek böylece sürüp giden bir döngü....Bana gelmeden önce bir sürü hikayesi olan bu camlar, bir ürün olup benden çıkınca kimbilir nereye gidiyor,ne kadar kullanılıyor, oradan kimbilir nereye gidecek? Camda en güzel olan da bu sonsuzluk hissi değil mi zaten.......